Bir Şey Kaybettik ama Ne?

“Hayat size bir limon verdiğinde ondan bir limonata yapın.” Bir yerde okuduğum yazıda bu kelimeler yazıyordu. Amerikalılar başarısız bir iş çıkardıklarında “Hayat bir limon verdi” diye başarısızlıklarını dile getirirlermiş. Peki o halde bu limonu nasıl başarıya çevirebiliriz. Bir limonata yaparak desek olur mu? Elbette hayır, çünkü limonata yapmak için sadece limon yetmiyor, suyu ve şekeri de unutmamalıyız. Gerçek hayatta da başarısızlıkları başarıya çevirmek bir yana dursun, limonata yapmak pekte kolay değildir. Bir limonatanın tadını ayarlamak bile bir usta işidir ve bu da başarılı olduğunuz anlamına gelir. Limonataya tat verememek başarısız olduğunuzu değil usta olmadığınızı gösterir. Aslında başarısızlıktan çok korkuyoruz, daha küçük bir çocukken karnemizdeki zayıftan, üniversitedeki sınavlardan başarısız olmaktan, bir iş mülakatında başarısız olup o işi alamamaktan ya da aldığımız işi başaramamaktan korkuyoruz. Kim bilir belki de bir çoğunuz için başarısızlık “hayallerinizin sonu” demektir. Başarısızlıktan korkuyorsanız başarıdan söz edemezsiniz. Her halükarda ne yapmak istediğinizi değil neyi yapabileceğinizi düşünün. Çünkü başarı güzel göründüğü gibi değildir, genelde akıtılan ter gibi zorlu ve azimli bir yolculuktur. Yorucu olsa da yapmak istediğiniz iş için başarı gerçek başarıdır.

Terry Gross’u tanıyanız var mıdır bilmiyorum. Terry Gross ABD’de 1975 yılından beri “Fresh air” adında program yapan, 50 yaşına gelmiş bir kadın radyo programcısıdır. “Gerçek olmayan amacı; “öğretmen olmaktı.” ” Aslında bu amacına buffalo’da bir lisede öğretmen olarak ulaştı, fakat öğrencilere söz geçiremiyor ve otorite kuramıyordu. Öğrencilerine bir şey öğretmekte de yetersiz kaldığı için okul idaresi tarafından kovuldu. Öğretmenliği hakkıyla yapamadığını kendisi de biliyordu ama istifa etmekten korktuğu için bir bakıma da olsa kovulmayı tercih etti. Çünkü ailesi istifa etmemesi konusunda diretiyordu. Hataların baş mimarı ailesi olsa da yaşaması gerektiği bir tecrübeyi yaşadı. Bir süre farklı alanlarda çalışsa da aklında bir soru işareti vardı “Ben hangi işi hakkıyla yapabilirim?” Bir süre düşündükten sonra karakterine uygun bulduğu medyaya girmek istedi. Yerel bir radyo kanalında iş bularak başarısız bir öğretmen olduğu halde Terry Gross, başarısızlıktan korkusunu sildi ve ABD’nin en ünlü radyo programcısı oldu.

Bu başarısızlık korkusundan sonra Terry Gross’dan başarısızlıklara dair neler düşündüğüne bir bakalım;

“Başarısızlıklarımız bize şekil verirler. Başarılarımız da öyle... Radyoda röportaj yaptığım konuklarıma mutlaka başarısızlıklarıyla ilgili sorular yöneltiyorum. Bunu yaparken amacım onları afişe etmek değil, onları daha iyi tanımlayabilmek. Bu hikayeler sandığınız gibi onların bulundukları yere nasıl geldiklerini anlatan neşeli öyküler değil. Onlara yapmak istedikleri halde yapamadıklarını, yaptıkları halde başarısız olduklarının hikayesini anlattırıyorum. Dinleyicilerime başarısızlığın korkulacak bir şey olmadığını göstermek istiyorum. Evet, küçüklüğümüzden beri bize başarısızlıktan korkmamız öğretildi. Oysa ayağa kalkıp savaşacak gücünüz varsa inanın bana hayatta başınıza gelecek en kötü şey bu olmayacaktır. Unutmayın eğer bir işte başarısız olduysanız bunun mutlaka iyi bir nedeni vardır. Ya yanlış işi yapıyorsunuzdur ya da benim durumumda olduğu gibi başarısızlık sizin için bir iyilik yapmaya hazırlanıyordur.”

“Hayatta başarısızlığa karşı bakış açımız kendimize karşı bakış açımızı da belirler. Kendimizi başarılı olduğumuz zaman “değerli”, başarısız olduğumuz zaman “değersiz” hissederiz bu çok yanlış aynı zamanda zararlı bir tutumdur. Kendini değersiz hisseden bir kişinin çevresiyle ilişkileri bozulur. Oysa başarısız da olsanız sizi seven insanlar sevmeye devam edeceklerdir. Dostlarınız siz “siz” olduğunuz için yanınızdadırlar başarılı ya da başarısız olduğunuz için değil.”

“Bir şey kaybettik ama ne?”
Korku, başarı, macera, rekabet, ün, mutluluk, sağlık, uyum, zevk, maneviyat, istikrar, aşk, hizmet, güç, hoş görü, kendimizi... vs. vs. ne kaybettik? Hangisini kaybettiğinizi bir bileniniz var mı? Aslında hiç birini kaybetmediniz. İstediğiniz şeyi bilmediğiniz için yapmak istediğinizi bilmediğiniz için kaybettiğinizi sanıyorsunuz. Kişisel başarılarda önce kaybettiklerinizi sonra da kazandıklarınızı karşılaştırın. Kaybettikleriniz aslında yapamayacağınız şeyleri isteğiniz şeylerdir. Bunları es geçin bakalım sonrasında ne yapmak isteyeceksiniz. Asıl istediğinizi anlayamıyorsanız o zaman istemediğiniz şeyleri düşünün. Kim bilir belki de istemedikleriniz sizi doğrularla yüzleştirir. Hayatınıza biraz da olsa mutluluk katabilirsiniz.

Siz kimsiniz? Neyi, Niçin ve Nasıl yapıyorsunuz?... Öncelikle bunları tespit edin. Sonrasında ise “Bir şey kaybettik ama ne?” diye kafanızda düşünüp durduğunuz (buna ben de dahil) bu soruyu çözüme kavuşturun. “Yapmamız gereken sadece bunlar mı?” diyenleriniz elbette vardır. Yapmanız gereken bunlar değil. Sizler ne yapmak istiyorsanız onu yapın Terry Gross öğretmen olmak istemiyordu sadece kolay olduğunu düşündüğü için onu seçti ama sonrasında anladı ki, hiçte kolay değildi. O yapamazdı bunu çünkü otoriter birisi değildi ve öğrencilere söz geçiremiyordu. Sonrası malum okul yönetimi tarafından iyi bir eğitmen olmadığı gerekçesi ile kovuldu. Peki sonrası, işte dönüm noktası olsa olsa bu olurdu. Şimdi ABD’de “karakterime uygun olan meslek budur” diyerek en ünlü radyo programcısı oldu. İstediği aslında buydu çünkü karakterine uygun bir meslek olarak bunu yapabileceğine inanmıştı.

Sizler de Terry Gross gibi karakterinize uygun bir meslek olmadığını düşündüğünüz şeyi kaybetmeyi denediniz mi? Kim bilir belki de şuan da okuyanlar için okudukları bölüm, çalışanlar içinde çalıştıkları bölüm kişiliklerine uygun değildir. İçinizden bunun dönüşü yok artık diyenler de çıkacaktır. Emin olun zamanı geldiğinde yaptığınız değil, yapmak istediğinizi yapacaksınız. Siz isteseniz de istemeseniz de Terry Gross gibi gerçekten istemediğiniz mesleği tercih edip işin kolayına kaçmaya çalışacağınız için kaybedeceksiniz. Günü gelince de yönetim tarafından kovulacaksınız ve “kendi istediğiniz” mesleğe yöneleceksiniz. Unutmayın ki kişisel başarılarda mutluluğu elde etmek için istediğiniz ilgi alanına yönelmelisiniz.

Sözün bittiği yerdeyiz yine “Bir şey kaybettik ama ne?” işte sorumuz bu ne kaybettiğimizi bulalım ki ne yapmak istediğimizi ortaya çıkaralım. Kaybınız yoksa (herkesin bir kaybı vardır) o zaman durmak yok çalışmaya devam edin. Kişisel başarılarınızda ne isterseniz onu elde etmeniz de o derece de kolaylaşır. “Hiçbir şey kolay elde edilmez, insan öncelikle buna inanmalıdır. Her işin zorluğunu bilmelisiniz ki kişisel olarak yaptığınız işinizi de hakkıyla yerine getirebilesiniz.”

Biz bir şey kaybettik de ya “Erdi ÇAPAR Ne Kaybetti?”

Zühtü Soylu