29 Kasım 2011

KIRILDIK!

Kırıldık!

İlk önce kendi halimizeydi bu kırgınlık.
Sonra kendimizden daha çok sevdiğimiz kişiye kırıldık.
Önce her şeyi ile kabul ettik sonra devam etmemiz gerektiğini bildiğimiz halde yine kırıldık.

Sevgiye sevdiğine bu kadar umutla bağlanmışken, sırf o mutsuz olduğu için kırıldık.
Gözlerden damlayan her bir göz yaşıyla dur yapma diyen dilimiz sustuğu için kırıldık.
 Yalnızlık ağır olduğu için gittik yalnızlığı seçtik sınır çizdik zaman koyduk daha da KIRILDIK…

Aşkta gururu unutturmak isteyip bir yerde gururu öne koyduğumuz için kırıldık.
Hüzünlü olduğumuzda engellere yenik düşüp ulaşılmazlığa kırıldık.
Hep alışkanlıklar konusunda yenik düşüp kırıldık.

Hüzünlerimizi tam idrak edemediğimiz için kırıldık.
Düşünmeden hareket ederek zekamıza kırıldık.
Tebessümlerin yerini alan burukluğa kırıldık.

Duygularımıza el uzatamadığımız zamana kırıldık.
Bir birimizi anlar gibi davranıp anlayamadıklarımıza kırıldık.
Çocukken oyuncaklarım vardı zamanımı onlara harcar aklımı toplardım demek isterdim ama hiç olmadığı için çocukluğuma kırıldı(k)m…

Bunca zaman günleri sayarken canımızı sıkan günlere kırıldık.
Telaffuz edilen kelimeleri seçerken hata payı arayan cümle seçimlerine kırıldık.
Güven eksikliği hissettiğimiz için bunca yaşanılan paylaşımlarda hata etmekten korktuğumuz için kırıldık.

Çocukken düşünce bacaklarım kanardı ben kanayan yerdeki acıyı değil takıldığım yerdeki sorunla ilgilendiğim için kırıldık.
Düşündüğüm asıl mesele dizimdeki yara olmadı hiçbir zaman, olayın başlangıç noktasını çözmek için uğraştığım için kendime ilk defa şiddetle kırıldım.

Kırgınlığımın asıl sebebi bunca değiştirmek istediğim iletişim dilimize…
Sınırımdaki sınırsızlığa KIRILDIM…

Zühtü Soylu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder