8 Kasım 2010

İKİLİ İLİŞKİLER

Dünyanın neresinde olursanız olun çevrenizde onlarca insan kitlesiyle karşı karşıya kaldığınızı unutmayın. Bunların içerinse sizin değerinizi göklere çıkaran da vardır, yerden yere vuran da. Gidiyorsunuz birisi ile uzun süreli bir arkadaşlık, dostluk veya her hangi bir meseleden dolayı birlikte oluyorsunuz. Sonrasında pat diye bir sorun çıkıyor, büyüyor ve aranız açılıyor. Buda iletişimin en önemli sorunlarından bir tanesidir. Unutmayın ki ikili ilişkiler daima sağlam temellerle atılmalıdır. Henüz yeni tanıştığınız kişiyi tanıyamazsınız o anlatır siz anlatırsınız ama anlatılanların doğruluğundan şüphe duyarsınız. "Acaba doğru mu söylüyor?" "Yalan olmadığı ne malum?" "Kesin bir şey vardır bunun altında!" diyerek bir çok kuşkunuzu dile getirirsiniz. Sonrasında ise ikili ilişkiler dediğimiz iletişim temelinde zarar görüyor.

İletişimin sağlam temeller üzerine kurulması için dikkat edilmesi gereken şeyler aslında çok zor değil. Çünkü günlük hayatta karşınıza çıkacak şeyler genelde belirlidir. Elbette hiçbir insan yoldan geçen birisini çekip de diyalog kurmaz veya tanışma isteğinde bulunmaz. Bu nedenle iletişim kurmak istediğiniz kişiler ya tanıdıklarınız ya da tanıdığınız bir yakınınızın iletişim halinde olduğu kişidir. Bu nedenle iletişim kurarken dikkatle üzerinde durulması gerekenler aslında aşağıdaki maddelerden ibarettir. Elbette bunlara kendinizden bir şeyler de katabilirsiniz. Fakat genel hatlarıyla ele alırsak, iletişim kurmak istediğiniz kişilerden beklentileriniz aşağıdaki maddelerle eşdeğerdir.

1-İletişim kurmak istediğiniz kişi güven duyulabilecek birisi mi?

İlk önce gerçekten güven duyabileceğiniz birisi olup olmadığına dikkat edebilirsiniz. Davranışlarını gözlemleyerek, aile ve arkadaş çevresinden bunu öğrenmeniz uzun sürmez.

2- Bu kişi doğruluğundan ve dürüstlüğünden taviz veriyor mu?

Bir insan yalan söylüyorsa onunla olan ilişkiniz zarar görür. Dürüst olmayan bir insan yalanların arkasına saklanıyorsa o insandan ne değer görürsünüz ne de güven. O yüzden, sıkı bir bağ kurabilmek için doğruluktan ve dürüstlükten ödün vermeyen arkadaşlar seçebilirsiniz. Buda sizin ilişkilerinizde sağlam temeller atmanızı sağlar.

3- Neyi? Niçin? Nasıl? İstediğini biliyor mu?

Yanlış anlamadınız. Ne istediğini bilmeyen bir insanla ilişki kuramazsınız. Çünkü bunun gibi durumlarda farklı farklı beklentilerle karşılaşabilirsiniz. Bu da sizin arkadaşlık adına dostluk adına sağlam duvarlar örmenize engel olabilir. O yüzden “Neyi? Niçin? ve Nasıl?” istediğini bilmediğiniz bir insanla ilişki kurmakta zorluklar yaşarsınız. Sonucunda da hatalarınıza bir yenisini daha eklersiniz. Unutmayın; amaçsız yolda yürüyorsanız yaptıklarınızdan haz alamazsınız.

4- Kendini sevebilmek ne derecede ortada?

"Kendisini sevmeyen bir insan başkasını sevemez.” Benim düşüncemde kişi kendisini sevmiyorsa bir başkasını sevmesi neredeyse imkansızdır. Hayatı boyunca insanı var kılan en büyük değerlerden bir tanesi sevgidir. Ne olursa olsun her insanın bir seveni, her sevenin de bir sevileni mutlaka vardır. Kişi kendisini seviyorsa, hayata bakışı da sevgi üzerine kurulu bağlardan oluşur. Kesinlikle bu durumu yanlış algılamayın. Burada kişinin kendisini sevmesinden bahsediyoruz. Birisini sevebilmek için sevgiyi bilmek gerekmez mi? “Elbette gerekir.” dediğinizi düşünüyorum. Evet gerçekten birisini sevebilmek için sevgiyi insan önce kendi içinde istemelidir. Ne olursa olsun bu yazıyı okumak için zamanınızı ayırabiliyorsanız bunun bile bir mutluluğu olduğuna inanıyorsunuzdur. Hiçbir insan boş yere gereksiz şeylerle zaman harcamaz. Her insan bir amaç uğruna zamanını harcar. Çünkü yapmak ve ulaşmak istediği bir yol vardır. Kişi sevgi düzlemi içerisinde ilk önce, kendisine inanmalı ve güvenmelidir. Her ne olursa olsun kendinizi sevin, çünkü kişi kendisini sevdiği taktirde değer kazanır.

5- Kimlerle arkadaşlık kuruluyor?

• “Arkadaşım seni çok özledim, nerelerdeydin? Yoktun ortalıklarda, buralar sensiz çekilmiyor?
• “Bundan arkadaş olmaz, buralara hiç gelmese ne güzel olurdu.”

Sizce hangisi daha akıllıca görünüyor? Karşınızda bir arkadaş, hakkınızda iki farklı fikir dile getirilmiş. Bir tanesi olumlu, bir tanesi de olumsuz. Tabi ilkini yüzünüze karşı söylüyor, ikincisini siz gittikten sonra arkanızdan dile getiriyor. Nasıl bir örnek olduğunu anlamayan yoktur diye düşünüyorum. Arkadaşınızı seçerken dikkat etmeniz gereken en önemli hususun benim açımdan baktığınızda; (Ne olursa olsun, sizin yanınızda düşünceleri nasılsa siz gittiğinizde de aynı düşüncelere sahip olabilen sizin için doğru bir arkadaştır.) diye üzerine basa basa dile geriyorum.

Arkadaşlık sadece bu mudur? diyenleriniz olduğu düşüncesi şuan bende de var. Elbette arkadaşlık bu bir cümle ile özetlenemez ama şu bir gerçek ki, arkadaşlık bağlarındaki önemle dikkat edilmesi gereken konu budur. Çünkü kurulmuş bağların kopmasında ki sebepler arasında karşı tarafın, sizin hakkınızda siz yokken hangi konuşmaları gerçekleştirdiğidir. Biraz kaba bir ifade olabilir ama “dedikodu kazanı” gibi hiç bir insan kendisi hakkında konuşulmasından hoşnut olmaz. O yüzden dedikodu yapan insanlarla kurmuş olduğunuz bağ ne kadar sıkı olsa da bir yerde kopar. O yüzde kimlerle arkadaşlık kuruyorsanız önce kendinizi sonra da arkadaşınızı tanıyın. Pişman olmayacağınız yollara girmek istiyorsanız, pişman olmayacağınız kararlar alıp uygulamaya öyle başlayın.

6- Konuşurken dikkat edilmesi gereken hususlar (Karşılıklı)

“Dünya böyledir işte, herkes kendi değirmenine su çekmeye bakar.” (Giovanni Verga)

Herkesin bir değirmeni olduğunu düşündünüz mü?Hayata ister görmek istediğiniz gibi bakın isterseniz de göründüğü gibi ama boş bakıp geçmeyin. Karşınızdaki kişinin kurmuş olduğu cümleler sizce ne ifade ediyor? Karşınızdaki kişi ile iletişim halindesiniz ama bu kişinin söyledikleri size her nedense boş geliyor. Bu durumdan da hiç hoşnut değilsiniz. O halde yapmanız gereken şeyin ne olduğunu biliyor musunuz? Bu durum karşısında yapılması gereken bir kaç önemli nokta vardır. Bunları da size maddeler halinde sunmak istiyorum. İletişim halinde olduğunuz kişinin ve aynı zamanda sizinde yapmanız gereken şeyler;

- Dinlemesini bilmek.
- Olaylara bakış açısını geniş yelpazede tutabilmek.
- Kurulmuş cümlelerin karşınızdaki kişi tarafından anlaşılması.
- İletişim halinde olduğunuz kişinin duygularına hitap edilebilmeli.
- “Sabrın sonu selamettir” sözünü duymayanınız yoktur. O yüzden sabırlı olunmalı.
- İletişimin temelinde sorular vardır. O yüzden sorular cevapsız bırakılmamalı. Bilmediğiniz ya da ilgi alanınıza girmeyen sorulara cevap verirken bilmediğinizi ya da ilgi alanınıza girmediğini dile getirmek.
- İletişim halinde olduğunuz süre içerisinde konuyu saptırmaktan uzak durmak..
- Her söz ağızdan çıkana kadar iyi gelir insana ama ağızdan çıktıktan sonra söz kırıcı ise bunu telafi etmek zor olur. O yüzden düşüncelerinizi dile getirirken düşünerek hareket edilmesi gerektiğinin bilincinde olabilmek.
- İkili ilişkilerde sürekli şikayet ederseniz karşınızdaki kişi sizden sıkılır ve bu da sizin iletişiminize zarar verir. Bu sebepten dolayı iletişim kurduğunuzda şikayetlerinizi sürekli dile getirmekten kaçınılması gerektiğini bilmek önemlidir.
- Karşınızdaki kişi sizin hal ve hareketlerinizden rahatsız olabilir. O nedenle iletişim halindeyken bu duruma özen göstermek gerektiği unutulmamalı.
- İletişimin kopmasına sebep olan davranışlardan bir tanesi de gereksiz laf kalabalıklarıdır. Bunun için gereksiz konular üzerine yoğunlaşıp karşınızdaki kişiyi sıkmayın ve ilgi alanınıza hitap eden konularda iletişim kurulması gerektiği unutulmamalı.
- Kişisel görüşler her zaman önemlidir. Savunduğunuz bir düşünceyi zorla karşınızdaki kişiye kabul ettiremezsiniz. Bu nedenle kişisel görüşlere saygı duyarak zorlamalarda bulunulmaması gerektiği unutulmamalı.
- Ses tonunuzu bir noktada ayarlayın. Ani çıkışlarla karşınızdaki kişiye sesinizi yükseltmeyi denemeyin. Bu durum size agresif gözü ile bakılmasına sebep olabilir. O nedenle dikkat edilmesi gereken en önemli noktalardan bir tanesi ses tonudur. Dikkat edilmeli.
- Bakışlara karşı yüz ifadesine dikkat edilmeli. Hafif bir tebessüm her durumda iletişime merhaba diyebilir.
- Oturuş tarzlarına da özen gösterilmeli. karşınızdaki kişi ile eğer oturuyorsanız ayaklarınızı her hangi bir cismin üzerine koymaktan kaçının. Bu durum size saygısız bir maske imajı yakıştırmalarına sebebiyet verebilir. O nedenle oturuş düzenini dikkat edilmeli.
- Bir insanla iletişim halindeyseniz işinizle meşgul olmayınız. Bu durum karşınızdaki kişide soğuk bir iletişim modeli oluşmasına sebep olabilir. Buda iletişiminizde sorun yaşatabilir. İletişim halinde olduğunuz kişiyle ilgilendiğinizi gösterebilmelisiniz.
- Üzerine basarak dile getirmek istiyorum. İletişim halinde olduğunuz süreçte önünüzdeki kağıtlarla oynanmaması gerektiği unutulmamalı.
- Bir konuşma içerisinde bir başkasıyla kulaktan kulağa konuşmalara dikkatle özen gösterin. Bu durumu mümkün olduğu sürece uygulamayı aklınıza dahi getirmemeniz gerektiğini unutmayınız.
- İkili muhabbetlere girmeden önce konuşmaların noktalanması beklenmeli. Başkalarının sözlerini kesip lafa girmeyi denemeyiniz. Bu durum sizin iletişiminizi zedeler bir başkasınınkini değil. O nedenle bu durumlara özen gösterilmeli.
- İletişim halindeyken sabırsız olunmamalı. Herkesin bir söz hakkı olduğunu unutmayınız. Bu durumlar karşısında söz hakkı size de geleceği için aceleci tavırlardan kaçınmalısınız.
- Sözcük dağarcığınız geniş kullanılmalı. Aynı kelimeleri dilinizde dolambaç haline getirmeyiniz. Yeni sözcüklerle kendinizi geniş bir yelpazede tutmayı deneyin.
- Sen bunu yap, sen şunu yap, sen git otur, sen yanıma gel v.s. v.s. gibi cümlelerle insanlara ne yapacaklarını söylemekten kaçınılmalı.
- Hep ben konuşayım siz dinleyin mantığından uzak durulmalı.
- Son sözler her zaman etkilidir. O nedenle ki son sözlerinizi söylerken sesin gür olmasına dikkat edilmeli.
- İletişim halinde olduğunuz kişiye başkaları hakkında söylentilerde bulunmayı denemeyin. Bu durum sizin iletişiminize zarar verebilir. Başkaları hakkında kötümser ifadelerden kaçınılması gerektiği unutulmamalı.
- Bir başkasına söylediğiniz öğüt verici sözleri kendinizde uygulamayı deneyin. Sözü ben söyledim sen uygula gibi bir deyimden yana durmayın. Söylediklerinizi siz uygulamıyorsanız başkalarına da yön vermeyi denemeyin. Kısacası siz de uygulamış olduğunuz öğüt verici sözleri karşınızdaki kişiye önerin. Yaptırım gibi bir uygulamaya girişilmemeli sadece önerilmeli.
- Karşınızdaki kişiyi gaza getirme gibi bir girişime geçilmemeli. Sen yaparsın sen edersin gibi söylemlerden kaçınılmalı.
- Herkesin kararlarını kendisinin verebileceği unutulmamalı.
- Herkese öğüt veren bir yapı içerisine düşmeyin. Sizden fikir alınmadığı sürece kişileri yönlendirme gibi bir girişime düşmeyin.
- Mevlana’nın dediği gibi “Ya olduğun gibi görün, ya göründüğün gibi ol.” Sahtecilikle insanların zihinlerini meşgul etmektense istediğiniz gibi olun ve öyle bir izlenim bırakmayı tercih edin.
- “Ya bir git arkadaş” gibi söylemlerde bulunulmamalı. Anlayış, içtenlik ve sadakat içerikli cümlelerle iletişime yön verilmeli.
- Olaylara objektif bir pencereden bakan olunmalı. Yargılarken ya da fikirlerinize başvurulduğu zaman karşınızdaki kişi hakkında hüküm vermeden önce kendinizi o kişinin yerine koymayı deneyin. Bu sizin olaya objektif bakmanızda etkili bir rol üstlenecektir.
- “Yok ya ben bu işten anlamam, bunu ben yapamam, bu çok zor, sıkılırım ben bundan” gibi cümlelerle kendinizi olayların dışına atmayın. Denemekten zarar geleceğini düşünmeyin, her ne olursa olsun karşınıza çıkan bir çok şeyin geri itilmemesine dikkat edilmesi gerektiği bilinci ile davranın.
- İnsanları “Yürü git işine gücüne, sen kimsin ki benimle böyle konuşuyorsun, seni adam diye karşıma mı getirdiler” gibi cümlelerle insanları küçük görmekten kaçının.

7- Kimlerle muhatap olduğunu biliyor musunuz?

İkili ilişki içerisinde olduğunuz bu kişilerin muhatap olduğu çevresinden haberdar mısınız? Yoksa kimlerle muhatap olduğu beni ilgilendirmez diyenlerden misiniz? Elbette ilk seçenek sizin için yazılmıştır. Her şeyin bir güzelliği vardır. Bunun için de muhatap olduğunuz bu kişilerin, kötü bir zihniyete sahip olmasını istemezsiniz. iletişimde olduğunuz bu insanların yaşamınızda önemli bir yere sahip olduğunu bilirsiniz. Çünkü hiç bir insan iş olsun diye ya da zaman harcamak için iletişime geçmez. Kişi kimlerle iletişime geçerse geçsin sizde az çok bu durumu bilmelisiniz. Hayatınızda gereksiz yere zaman harcayan veya iş olsun diye gereksiz meşguliyetlerle uğraşanlara yer vermeyin. Muhatap olduğunuz insanda sizinle aynı nedenlerle iletişim kurmak istiyorsa zaten bu konuda güveninizi koruyabilirsiniz. O yüzden önce iletişimde olduğunuz kişiyi sonra da iletişimde olduğunuz kişinin kimlerle muhatap olduğuna dikkat etmeyi unutmayın.

- Onunla konuşurken sizi motive eden şey nedir?

Düşünmeye zamanınız var mıdır diye sormuyorum. Çünkü her insanını düşünmeye harcayacak zamanı vardır. İletişim halinde olduğunuz kişi sizi ne derece etkiliyorsa siz o kadar bilgi edinmiş olursunuz. Unutmayın ki hayat standartlarınızı yükseltmeniz için iletişimde olduğunuz kişilerin bilgilerine ihtiyaç duyarsınız. Bu kişi bir profesör, doktor, öğretmen ya da öğrenci olabilir. Burada önemli olan kişinin kim olduğu değildir, önemli olan sizi ne derece etkilediğidir. Profesörle oturursunuz bir saat konuşursunuz ama ondan bir şeyler elde edemeyebilirsiniz. Bir öğrenci ile oturur konuşursunuz ve beklenilmeyecek düşünceleri sizin aklınızda güzel bir yer edinebilir. O yüzden kiminle ilişki içerisindeyseniz öncelikle o kişinin sizi ne derece etkileyebildiğine dikkat edin. İletişim halinde olduğunuz süre içerisinde size motive edici söylemlerde bulunuyor mu? Bu soruyu kendinize sorun ve cevabınızı verirken hata yapmayın. Bunları birer yaptırım diye sakın düşünmeyin çünkü ben yapmadığım, uygulamadığım ya da uygulamayı düşünmediğim bir şeyi sizlere önermiyorum. O yüzden muhatap olduğunuz kişileri iyi seçin, herkesle ilişki kurabilirsiniz ama sizi motive edenleri ayrı bir kefe içerisinde bulundurun. Çünkü onlar sizlere bilgi ve tecrübelerini aktarabilecek kişilerdir. Her ne olursa olsun iyi ya da kötü seçimlerinizdeki kararlarınızı sizler verirsiniz. İster doğru karar verin ister yanlış ama şu gerçeği unutmayın. Motivasyonu yüksek kişilerle yaşamınızı süslediğinizde kendinize olan öz güveniniz tamamıyla pozitif bir hal alacaktır. Çünkü motivasyonu oluşturan en önemli etken pozitif düşünce ve öz güvendir. İletişimde olduğunuz kişiler size bunu iletebiliyorsa sizi motive edebiliyorsa o zaman ikili ilişkileriniz sağlam temellere dayalı olur.

- Sizi dinleyebiliyor mu?

Ben sana “Ne kadar uğraşırsan uğraş bu insana kendini dinletemezsin” diye söylemiştim. Hayatınızda böyle bir söz duydunuz mu? ister duyduğunuzu söyleyin isterseniz de duymadığınızı. Burada amaç böyle bir şey duyup duymadığınız değil. Burada asıl amacımız iletişim halinde olduğumuz kişinin bizi dinleyip dinlemediğidir. Her ne olursa olsun iyi bir iletişim gücüne sahip olmak için, karşımızdaki insanın davranışlarını ve konuşmalarını ne derecede sağlıklı bir şekilde dile getirdiğidir. Karşınızdaki insanı gerçek değerleriniz gibi gördüğünüz zaman iletişiminizin de o derece sağlıklı olacağını bilirsiniz. Burada sözlerin ya da davranışların önemi çok büyüktür. Aşağıdaki bir örnekte size iletişimin ne derece de önemli olduğunu dile getirecek uygulamış olduğum iki örnek göreceksiniz. Bu örneklerden sonra ise iletişimde karşılıklı dinlemenin ne kadar önemli olduğuna kanaat getireceksiniz.

1)

Mert : Merhaba Cem nasılsın?
Cem : Merhaba.
Mert : Ne yapıyorsun, nasıl gidiyor.
Cem : Gördüğün gibiyim, gidiyor bir şekilde.
Mert : Seni anlamakta bazen zorlanıyorum. İletişim kurmaya çalışıyorum, iyi bir arkadaş olma gayreti gösteriyorum. Sorularıma karşılık uzak ve mesafeli davranıyorsun. Aramızda bir sorun mu var?
Cem : Konuşmak istemiyorum.
Mert : Yanlış davranışlarda bulunuyorsun. Seninle yıllardır tanışıyoruz, bu şekilde davranışları olmamıştı.
Cem : Daha fazla konuşmasan olmaz mı?
Mert : Bunları daha sakin bir şekilde dile getirebilirsin. İyi dostluklar kolay kazanılmıyor, yaptığım bir hatam var ise bilmek isterim.
Cem : Seninle konuşma ihtiyacı hissetmiyorum, beni yalnız bırak.

2)

Mert : Merhaba Cem, nasılsın?
Cem : Merhaba Mert, teşekkür ederim iyiyim sen nasılsın?
Mert : Bende iyiyim teşekkür ederim. Ne yapıyorsun, nasıl gidiyor?
Cem : Çalışıyorum bildiğin gibi işlerim bir hayli yoğun ilerliyor. Bu beni bazen yorgun düşürüyor. Sen neler yapıyorsun, görüşmeyeli uzun zaman oldu.
Mert : Seni çok iyi anlıyorum, umarım yorulmana değiyordur. Benimde yetiştirmem gereken bir proje var, araştırmalar yapıyordum.
Cem : Öyle mi, projeni dinlemek isterdim gerçekten. Umarım bir sonraki görüşmede üzerine konuşabiliriz. Şuan işlerimle meşgul olmak zorundayım.
Mert : Senin için yapabileceğim bir şey var ise her zaman destek verebilirim.
Cem : Buna eminim, çok teşekkür ederim. Daha sonra görüşmek üzere iyi bak kendine.
Mert : Ben teşekkür ederim, görüşmek üzere...

Görüldüğü gibi iki farkı iletişim modeli ile karşı karşıya kaldık. Burada amaç konuşmanın ne derece önemli olduğuna dikkat çekmekti. Karşınızdaki bir insanla konuşursunuz ama nasıl konuştuğunuzu bilmezseniz o zaman iletişiminize kördüğüm atmış olursunuz. İnsanları anlamak için kurmuş olduğunuz cümlelerin önemini unutmayın. Kimisi başından savar gibi bir cümle kurar ve iletişime kördüğüm atar, kimisi de kurmuş olduğu cümlelerin değerini bilir. Böylelikle de iletişimde anlayışın önemini dile getirir. Karşınızdaki kişiyi model aldığınız doğru iletişimle dinlerseniz ve aynı şekilde dinlendiğinizi bilirseniz o zaman iletişimde doğru anlama ve doğru dinleme olanağını elde edersiniz.

- Konuşurken kurmuş olduğu cümleler ne derece dolu?

“Yapmak istediğin her şeyi düşünerek karar ver, verdiğin kararı da mutlaka gerçekleştir.” (Benjamin Franklin)

Yanlış duymadınız karşınızdaki kişinin kurmuş olduğu cümleler ne derece de dolu diye bir soru ile karşı karşıya olduğunuzu görüyorsunuz. Doluluktan kastım kurulan cümlelerin ne anlam ifade ettiğidir. Yapılan araştırmalar sonucunda “Zamanımızın büyük bir kısmı %60 gibi yüksek bir oranını gereksiz laf kalabalıkları ve boş işlerle kaybediliyor. Geriye kalan zamanımız ise %30 – %40’lık bir zaman dilimi iş görebilme oranına eşitleniyor.” Peki bu araştırma sonucunda akla gelen ilk şey nedir? Kimisi için şaşırtıcı gelecektir. Kimisi için de ne kadar doğru olduğu söylemleri dillerde olacaktır. “Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır.” diye bir atasözü ile karşı karşıya kalıyoruz. Ne kadar doğru bir söz olduğunu anlamayanlar yoktur diye düşünüyorum. Karşınızdaki kişi ile kurmuş olduğunuz diyalog çok önemlidir. Kurmuş olduğunuz cümleleri bir bir seçin diye bir şey söyleyemem çünkü anlık gelişen iletişimlerde kurulan cümleler o ana hitap etmektedir. Bunu yapamasanız da en azından karşınızdaki kişiye, sizi dinleyebilmesi için sözcüklerin bir değer arz etmesine dikkat etmeyi deneyin. Cümlelerin doğru bir ifade ile dile getirilmesi kişiye her zaman kazanç sağlar. Çünkü iletişimde uzlaşma sağlanabilmesi için kurulan cümlelerin ne derecede samimi ve dolu olduğu önemlidir.

- Karşısındaki kişiye söz hakkı tanıyor mu?


İletişimde olmazsa olmaz kurallardan bir tanesi; iletişimde olduğunuz kişiye söz hakkının tanınıp tanınmadığıdır. İletişim halindesiniz ama sürekli karşınızdaki kişi konuşuyor ve siz bu durumdan hoşnut değilsiniz. Bu durumda yapmak istediğiniz ya da aklınıza gelecek şeyler;

- Ne çok konuştun.
- Beni neden dinlemiyor.
- Benimde söyleyeceklerim var.
- Bir sussan arkadaş.
- Hep sen konuşacaksan ben neden buradayım.
- Sen ne çok şey biliyorsun.
- Ben seni dinlemek istemiyorum.
- Lafı dolandırma ağzında bana da söz hakkı ver.

Gördüğünüz gibi bunlar gibi birçok şey akla gelebiliyor. O yüzden iletişim halinde olduğunuz kişi ile karşılıklı bir diyalog kuramıyorsanız o zaman iletişime kördüğüm atmış olursunuz. İletişim ikili ilişkilerde karşılıklıdır. Bu tür iletişimde karşılık yok ise ve söz hakkı elde edemiyorsanız iletişimde sağlıklı bir diyaloğa sahip olamazsınız. Buda kopuk ve bir birinden tamamen ayrı bir iletişime neden olur. Bunun için de karşılıklı iletişim kurduğunuz kişilere söz hakkı tanırsanız o derece sağlıklı ve daha düzenli bir iletişim elde edersiniz.

- Karşısındaki kişi ile göz teması kuruyor mu?

Sözel olmayan iletişimde önemli bir yere sahip olan göz teması iletişim dilinin bir anahtarı olarak iletişim araçları arasında önemli bir yere sahiptir. İyi bir iletişimde güçlü bir ses, etkili bir konuşma, mekanı etkin kullanma gibi becerilerin yanında göz teması kurulamıyorsa kişilerin kendi kendisine konuştuğu algısı ortaya çıkabilir. Bu da iletişim kurmak isteyenler arasında sorunlar yaşanmasına sebep olabilir. Bu yüzden iletişim halinde olduğunuz kişi ile göz teması kurmayı ihmal etmeyin.

- Sizi dinlerken size karşı aynı ciddiyetle yaklaşıyor mu?

İletişim halindesiniz ama karşınızdaki kişi sizin ona gösterdiğiniz ilgi ve sadakati size karşı gösteremiyor. Sizde bu durum karşısında rahatsız oluyorsunuz ve bunu dile getirmekte de zorlanıyorsunuz. Aslında karşınızdaki kişiyi de kırmak istemediğiniz için sabır ile yaklaşıyorsunuz fakat bu durum pek düzeltilecek gibi değil. O halde yapılması gereken içinizdekini dışa aktarmaktır. Aksi durumda karşınızdakine kendinizi dinletemezsiniz. İçinizdekini dışa aktarın derken sakın yanlış bir düşünce ile iletişim halinde olduğunuz kişiye yönelmeyin. O halde ne yapacağız? Yapılacak tek şey var doğru iletişim modelini uygulamak. Bu doğru iletişim modeli nedir?

Doğru iletişim modeli karşınızdaki kişiye göstermiş olduğunuz ilgi ve sadakattir. Yanlış duymadınız ilginiz ve sadakatiniz dedim. “Peki ama ben bunu zaten yapıyorum ama karşımdaki benim yaptığımı yapmıyor. Bu durumda ben mi suçlu oluyorum?” dediğinizi düşünerek sizlere hak veriyorum. Karşınızdaki kişi ile iletişim halindeyken aynı ciddiyeti görmeniz için durumunuzu dile getirmeniz gerekmektedir.

“Peki ama nasıl?”

Bu durumdan rahatsız olduğunuzu doğru ifadelerle ve doğru cümlelerle dile getirirseniz o zaman sizler bu durumdan rahatlıkla sıyrılabilirsiniz. Aşağıda bu duruma örnek bir olay göreceksiniz.

Cem: Değerli arkadaşım senin bana karşı olan samimiyetine ve ciddiyetine inanarak senin beni daha iyi dinleyeceğini ve bana daha içten yaklaşacağını ümit ediyorum. Umarım beni, benim seni dinlediğim gibi dinler ve aramızdaki iletişimin karşılıklı olduğunu bana gösterirsin.

Mert - Bana olan samimiyetini ve ciddiyetini anlıyorum. Benim sana olan samimiyetime güvenmeni ve seni can kulağıyla dinleyeceğime inanmanı isterim.

Örnekte gördüğünüz gibi siz karşınızdaki kişiye kendinizi dinletmek istiyorsanız önce karşınızdaki kişiye, kendi ciddiyetinizi ve samimiyetinizi aktarmalısınız. Daha sonra ise örnekte gördüğünüz gibi karşınızdaki kişide size

8- İnadını yenebiliyor mu?


“Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.” Ata sözünde olduğu gibi tatlı dil insanı gerçek değerleri ile etkileyebilir ve böylelikle iletişim halinde olduğunuz kişiyi etkileyebilirsiniz. Biliyoruz ki kimi kişiler, inandıkları bir düşünce uğruna inatlarına sarılırlar ve bundan vazgeçmeyeceklerini dile getirir dururlar. Aslında onlarda bunun yanlış bir düşünce olduğunu bilirler fakat hala bunda direnirler. Bu tür düşüncelere sahip insanları düşüncelerinden caydırmak için sert sözler, emri-vaki söylemler ya da yasal olan zorla yaptırımlarda faydalı olmayabilir. Onları ancak tatlı dilinizle, inandırıcı sözlerinizle ve samimiyetinizle ikna edebilirsiniz. Bir inat uğruna düşüncelerini katılaştıran kişilerle iletişim kurmanız gerçekten çok zordur. Çünkü karşınızdaki kişi düşüncelerini bir olaya şartlandırmıştır ve sizlerde bu durumdan kolay kolay onu kurtaramazsınız. Bu tür insanların inatlarını bir diğer ifade ile şartlandıkları olayı akıllarından çıkarmak gibi bir düşünce sizi de tamamen zor durumlarla karşı karşıya bırakacaktır. Fakat şu gerçeği unutmayın; “Hiçbir şey imkansız değildir.” Nasıl ki bir kanser hastası, doktorların “Tıbben yapacak bir şey kalmadı” sözünden sonra inançları ile sağlıklarına tekrar kavuşabiliyorsa bu tür olaylarda insanların kafalarından sıyrılıp atılabilir. O nedenle iletişim halinde olduğunuz kişinin inatları karşısında susma denemeyin. Samimi duygularınız ve karşı tarafı anlayış içerikli mesajlarınız sizin önce kabul edilmenizi sonra da sözlerinizin değerli olduğu imajını ortaya sermede önemli bir etken olacaktır. Sonrasında ise iletişim halinde olduğunuz kişi ile aranızda güçlü bir bağ oluşacağını sizlerde anlayacaksınız. Böylelikle de bu kişilerin inatları uğruna engellere takılıp kabul etmediği şeyleri akıllarından silmelerine yardımcı olmanız kolaylaşacaktır. Cümlenin başında kullanmış olduğum ata sözünü unutmayın; “Tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır.” Bu sözü gerçekten kullanmış olduğunuz cümlelerle odaklarsanız karşınızdaki kişiyi de o derece de etkilersiniz.

9) Değer gördüğü kadar değer veriyor mu? verdiği değeri; ilk karşı taraftan beklemeden, bir zaaf olarak görmeden, koşulsuz ve tüm kalbiyle ifade edebiliyor mu?

Sen insanlar için ne kadar değerlisin ya da sen insanlara ne kadar değer veriyorsun? İnsanlara değer veriyorum ama bu değeri karşı taraftan alamıyorum diyorsan unutma ki herkes hak ettiği değeri bir şekilde alacaktır. Yas tutanların, çek git diyenlerin, dertleri olanın, ağlayanların, üzüntüyle yaşayanların dert ortağı oldum ama benim değerimi bilmediler mi diyorsun? Bununda elbette bir karşılığı vardır. O nedenle yaptıklarınızın hakkını hemen istemeyin zamana bırakın! Yapmış olduğunuz iyilikler elbette karşılık bulacaktır. Bunu her nedense “hemen sonuçlanmalı” gibi ifadelere serpiştiren bir çok insan kitlesi var. Zaman ve sabır, insanların aşılması güç ama imkansız olmayan yaşam savaşlarında önemli rol üstlenmiştir. Karşılıksız, hiç bir beklenti içerisine düşmeden karşınızdaki insana değer verebilmenin ne kadar güzel bir duygu olduğunu dile getirmemin bir mantıklı açıklaması olur mu dersiniz? Karşılık beklemeden bir kişinin kalbinde yer edinmek size neler kazandırır diye oturup düşündünüz mü? Bakalım beklentisiz bir edayla insanlardan ne tür duyumlar alacaksınız. Bu konu ile ilgili görüşlere başvurduğumda bana iletmiş oldukları cevaplar;

"Ben değer görmeden değer veriyorum, yalnız kalmak korkum olduğundan zaafları düşünmeden olacakların canımı yakacağını da bilerekten değer vermekten çekinmiyorum. Çoğu zaman değer alamayıp üzülüyorum ama böylece insan denen varlığı çözmüş oluyorum. Ben yalnızlığın kıskacından kurtulmak için değer verenlerden olduğumu görmüş oluyorum."
(Ceylan ÇELİK)

"Değer verdiğin insanların verdiğin değere layık olmadıklarını anlarsan, sen üzülme, bırak layık olmadıkları için onlar üzülsün."
(Ahmet DOĞANALP)

"Her şeyin hayatta karşılıklı olduğunu düşünüyorum. Çünkü bugüne kadar hep en çok değer verdiğim insanlar beni üzdü. Değer mi? tabi ki değmez. Bunun için kim karşımda nasılsa bende ona öyleyim. Kısacası iyiye iyi kötüye kötüyüm."
(Yusuf BAŞARKAN)

"Çok şükür değer verdiğim kadar değer görüyorum. Bunu tam olarak ifade ediyorum diyemem. Fakat değer verdiğim kişi için çok şeyin yetersiz kaldığını düşündüğüm anlar olmaz değil. Buda ister istemez kafalarda soru işaretleri bırakabiliyor."
(Yasemin TUNA)

"Değeri gördüğüm ölçüde veriyorum ancak bazen beklentinin dışında, davranış kalıplarıyla karşılaşabiliyor insan. Bu durumda sırt dönmek ham insanın verebileceği tepkidir. Olgunluk her koşulda hislerini gün yüzüne vurmayı gerektirir."
(Kübra GÜNDOĞDU)


"Değer verdiğimden daha fazla değer görüyorum. Çünkü değer görecelidir. Beklediğin kadar olmadığını düşünürsen o zaman hayal kırıklığına uğrarsın her hayal kırıklığı bir keşke demektir. Keşkelerin olmasın diyorsan o zaman yapman gereken her zaman verdiğinden daha çok değer gördüğünü düşünüyor olmandır."
(Selim KOTİL)

"Değer gördüğüm kadar değer veriyorum ama şahsen bu karsı tarafa göre de değişir. Bazen değer görmeden de değer verebiliyorum diye düşünüyorum, bunu da karşı tarafa çok rahat bir şekilde ifade edebiliyorum."
(Kübra GÜRSOY)

"Hiçbir karşılık beklemeden sevmek… Koşulsuz sevmek... İnsanın kendisini evrenin merkezine koyması ve tüm hayatın sorumluluğunu üstlenmesiyle başlar. Aslında bütün insanların aradığı mükemmel bir hayat arkadaşı değil, kesinlikle koşulsuz sevgidir. Herkes koşulsuz sevgiyi arıyor, ama onun zaten kendi içlerinde olduğunu kimse anlayamıyor. Egolarını tatmin etmeye çalışan, bencil, sadece kendilerini düşünen insanlarla dolmuş etrafımız…Belki de biz de bu insanlardanız. Her seferinde karşımızdakinden yakınıyoruz ama hiç kendimizden başlamıyoruz. Karşımızdakine verdiğimiz değerle kendimizden bir şey kaybetmeyiz. Tam tersi kişiliğimize değer katmış oluruz. Halbuki biz bir adım gitsek karşımızdaki bin adım gelir. Sen “yaratılanı sev, yaratandan ötürü,” sevgine layık olmayışı onun eksikliği olsun."
(Kübra YÜCESOY)

"Önemli olan, nelere değer verdiğin ve neleri önemsediğindir. Her şeyi ona göre duyar, görür ve hissedersin. Hak ettiğinden çok daha fazla ilgi göstermek, pek çok paylaşımda bulunmak, elinden geldiğince yardımcı olmak, aklına bile gelmeyecek ayrıntıları düşünüp ona hissettirmeden bunları yapmak ve daha pek fazlası. O insan, ona verdiğiniz değerin altında çıkarsa siz bir şey kaybetmezsiniz aslında. O, sizi kaybeder. Belki de ömrü boyunca bulamayacağı dostluğu farkında bile olmadan ellerinin arasından yitirmiştir. Değer vermek değil midir insanı insan yapan. Değer vermeden bir şeylere bağlanmadan nasıl yaşayabilir ki insan. Yaşadıklarımdan acı da olsa öğrendiğim bir şey var. Her değer verilen (zor da olsa inanması) değer verene değer vermek zorunda değil. İlişkilerde pek çok şey karşılık beklemeden yapılır. Ama fedakar olan, hep veren taraf sizseniz bu durum bir yere kadar devam edebilir. En sonunda değmediğine kanaat getirirsiniz ve o kendi aleminde takılırken siz, onun hayatından yavaşça çekilirsiniz."
(Serdar USLU)

Görüldüğü gibi bir çok kişinin görüşüne başvurmamızın sonucunda düşünce kalıplarının aynı olduğunu görüyoruz. Bu durum arkadaşlarında dediği gibi aslında görecelidir. Karşınızdaki insan size nasıl bir yaklaşım sergiliyorsa sizde o kişiye karşı aynı iletişim modelini uyguluyorsunuz.

Şu bir gerçek ki ikili ilişkilerin temelinde hep dile getirdiğim gibi güven yatar. İnsan bir başkasına güvenemiyorsa istediği kadar iletişim kursun bu sağlıklı bir iletişim olmaktan öteye çıkar. Tamamen güven olmadığı için iletişim sağlıksız bir şekilde hasar görür. Tıpkı güneşin buzu erittiği gibi karşılıklı iletişimde olduğunuz kişi ile diyaloğunuz erir ve zamanla yok olur. O nedenle iletişimde dikkat etmeniz gereken önemli noktaları tekrar gözden geçirmeyi unutmayın. Sağlıklı iletişim için sağlıklı cümleler gereklidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder