3 Nisan 2011

BİR MEVSİM DAHA DEĞİŞTİ

O, gecenin karanlığında düşüneduran bir gençti. Sanki aklındaki sorulara cevap arama telaşıyla birçok araştırma içerisine düştüğü zamanı geceyi bekliyordu.

Her zaman gecenin gelişiyle kendisini dinlemek için zaman kazanacağını bilir, “kendime zaman ayırabileceğim” diye mutlu olurdu.

En sakin olduğu zamanlar o anlar olur, hayallerini bu zamanlarda kurar ve bu zamanlarda daha çok huzurlu olurdu.

İçinde hiç olmadığı kadar farklı duygular beliriyor, sanki umulmadık düşüncelerin zihnini meşgul etmeye başladığını bu gece fark ediyordu.

Nihayet kendisini toparladı ve büyük bir mutlulukla baharın geldiğini anladı. “Evet” dedi kendi kendine “Evet bugün ilkbahar başlangıcı, en çok mutlu olduğum zamanlar işte bu zamanlar” diyerek çok rahat bir nefes aldı.

Bundan sonra alacağı her nefes daha bir güzel olacaktı. Birçok şeyin yeniden şekillenmeye başladığını biliyordu. “İlkbahar daima zorluklardan sonra kendisini hissettirir” diye söylendi.
O genç eline bir kağıt ve kalem alarak birkaç şey yazmaya başladı;
^ Çok masum görünen hayat, sana o kadar çok kızmak istiyorum ki anlatsam üzülürsün diye bunu yapamıyorum. Aslında şöyle söylesem daha doğru olur, sana kızamıyordum! Halbuki şimdi sana kızmak için bir çok nedenim var.
Şimdi bana nedenini sorarsan, sana kızgınlığımın sebeplerini söylemek istiyorum!
Dünyaya ilk geldiğimde bana nefes vererek yaşamama ve bu hayat sahnende bir role sahip olmam gerektiği hakkında bana bilgiler verdin. Aslında bana vermiş olduğun rol çok hoşuma gitmişti. Bana söylediğin gibi her şeyin çok güzel olmayacağını, zorlukların, kolaylıkların, başarıların, başarısızlıkların ve mücadelelerin daima rolümde olacağını zihnime kazımıştım.
En önemlisi de özgür olduğumu biliyordum! Yani başkalarının haklarına zarar vermediğim sürece özgür olacağımı biliyordum.
Bana bunları sen öğrettin!
  • Peki, benim hakkıma neden zarar veriyorlar?
  • Ülkelerin bir birlerine karşı şuursuzca saldırışlarına ne demeliyim? 
  • Birbirlerinin haklarına tecavüz eden bu kitlelere ne demeliyim?
  • Bu rolde haklar yeniyorsa bana düşen görev ne olacak
Şimdi bana cevap vermek isteyeceksin ama hiç uğraşma biliyorsun ki ben söyleyeceklerini zihnime kazımıştım.

- “Her şey çok güzel olmayacak.”

Biliyorum her şeyin çok güzel olamayacağını. Olması da şu durumlarda neredeyse imkansız olmaya başladı.

Hayat bunca güzelliğin içinde menfaat düşkünü kitleye karşı mücadele ediyorsun da neden bir nokta koyamıyorsun?

- “Dedim ya, her şey çok güzel olmayacak.”

Haklısın her şey güzel olmayacak. Peki, ama bu kadar acımasız olmak doğru mu? Toprak için kan dökmek doğru mu?

“Şu zamana kadar kazanan olmadı ki bundan sonra olsun” dediğini duyar gibiyim. Haklısın bu zamana kadar bir rol alıyoruz. Rolümüzde hem iyi hem kötü karakterleri canlandırıyoruz.

Kazanan da kaybedende var diyoruz ama her şey kendisini yeniliyor. Her şeye hükmetmek istiyor, her şey benim kontrolümde olsun diyoruz. Halbuki biliyoruz ki gerçek olan sensin bizler geçiciyiz.

İçimde kocaman bir uyanış ne olmuştu hiç hatırlamıyordum. Sanki sızıp kalmıştım ve bir hayal görmüştüm.

Yerimden kalkarak odamdaki perdeyi açtım.

İnanılır gibi değildi! Çok şaşırmış bir halde elim pencereye uzandı. Camı açar açmaz öyle bir nefes çektim ki sanki daha önce böyle nefes çekmemiştim. Çevreye baktıkça içime huzur doluyor, nereye baksam bir tebessüm beliriyordu yüzümde. Anlamıştım aslında bu güzelliği görmek için bir nedenim olmalıydı.

Her şeyin bir belirtisi vardı. Beni sana iten her şeyde bir gece ve aklımdaki sorular vardı.
Bugün ilkbaharın başlangıcıydı. Mevsimlerin en güzeli, en renklisi ve en eğlence dolu olanı bugün başladı. Her yer renk renk her yer mis kokulu ter temiz…
Şimdi yaşadıklarımız bir hayaldi!
Tıpkı değişen mevsimler gibi hayatımız yeniliklerle süregidiyordu. Durdurulması güç bir durumdu ama her şey yenileniyordu. Her şeye bir dur diyen olacak ümidiyle bekleyişler içinde olan;
− Onlarca savaş içinde kalan çocuklar, 
− Saldırgan erkeklerin yüzsüzlüklerine, saldırışlarına ve şiddetlerine maruz kalan kadınlar,
− Kaçırılıp öldürülen masum çocuklar,
− Seçim politikalarıyla halkını sahtekarlıklarla ve ümit verici boş hayallerle ezen siyasetçiler,
− Bir karış toprak için onlarca masuma canice kıyan aç gözlü ülke liderleri,

Kim bilir belki anlatmak istediklerim kafanızı karıştırıyordur. Belki söylediklerimde bana hak vermiyorsunuzdur. Kim bilir belki de tamamıyla beni destekliyor ve bu mevsimde bunların son bulacağını ümit ediyorsunuzdur.

Bir mevsim daha değişti. Aslında hiç merak etmiyorum, nasıl olsa bir mevsim daha değişecek ardından bir daha ve bir daha… “Sonunda ne olacak?” diyorsanız tek bildiğim bizler geçici olduğumuzu anlayacağız kalanlar ise mevsimlerin değişimleriyle bekleyiş içerisinde olacaklar.

Kazanmak için kötü olmak gerekmez, eğer kaybetmeyi göze alıyorsanız kötü olarak değil şerefli olarak kaybetmeyi tercih edin.

Zühtü SOYLU

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder