31 Aralık 2011

ÖZELEŞTİRİ

Bugün yeni yıla giriyoruz!

Daha doğrusu yeni yıla girmek için burada bekliyoruz desem daha doğru bir söz etmiş olacağım.
Şöyle bir düşünürsek toplumumuzda nerede ve hangi sınıfta olduğumuzu doğrulayacağız. Bir lider ya da yönetici olduğumuzu düşünelim. Sınırlarımızı zorlayıp bir şehri hatta bir ülkeyi yönettiğimizi bile düşünebiliriz.

Aslında amacım ÖZELEŞTİRİ yapmak.

Şöyle ki, özeleştiri yapmak isteyişimin bir nedeni var. Bu nedende acaba yaptıklarım ne kadar doğru ve ne kadar yanlış.

Bir şehri bir ülkeyi yönetmeyi değil de en önemli şeyi içimizdeki sevgiyi yönetmeyi ele almak istiyorum. Bir sevginin sağlıklı ve huzur içerisinde nasıl yönetileceğini bir bileniniz var mı bilmiyorum. Yalnız aranızda muhakkak bu süreci başarıyla yönetenler vardır.

Aşağıda iki soru soruyor olacağım. Bu soruların özeleştiri ile alakasını ölçemeyebilirsiniz. Bunu sadece kendim öğrenmek için soruyor olacağım.

1-      Kurulan diyaloglar ve göz temasıyla sağlanan iletişim sizce ne derece etki sağlar?
2-      Yazışma yoluyla sağlanan iletişim sizce ne derece etki sağlayabilir?

Kaldığımız yerden devam edersek, sevginin sağlıklı ve huzurlu bir şekilde yönetilmesinde hataları öne alalım.

Hatalar tekrarlanırsa o sevgi sarsıntılar ve kayıplarla içten içe bitmeye mahkum edilir. Bunun önüne geçmek için yapılması mümkün olan şey UYARILMAKTIR. Bu yapılmadığı sürece kayıplar içten içe devam eder. Sonuç artık belirginleşir. Hüsran, mutsuzluk, pişmanlık ve hüzünle sona erer insanın sevgisi.

Karşılıklı iletişim kurarak bunun önüne geçmek mümkün olabilir mi?

Yapılıp yapılmayan şeylerin yeterli olup olmadığı konusu masaya yatırılırsa, bunun mümkün olmaması konusunda bir engel görmüyorum. Eksik yönlerin tespit edilip çıkarılması insanın özeleştirisi olarak kabul edilebilir.

Bunu yapmak elbette kolay değil.

Neden mümkün değil diyenler olabilir.

Çünkü; bizler eleştirilere karşıyız. Eleştirilmekten korkuyor ve bu korkuyla yaşama tutunuyoruz.
Oysa bir özeleştiri yapabilsek nelerin üstesinden gelebileceğimizi, nelerle mücadele edebileceğimizi inanmasak da görebiliriz.

İnsanın kendisini eleştirmesi, kapasitesini zorlaması demektir. Kendisini verdiği tepkilere bakarak eleştirebilen yani kendisini eleştirebilme becerisi gösteren insanlar hataları kolaylıkla çözümleyebilir.

Kim bilir belki de kendi yaptığınız hatalarla yüz yüze gelip korkunuza yüzleşmekten korkuyorsunuzdur.  

Kendinizden korkarak bir şey elde edeceğinizi sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Korkmayın dışarıdaki insanlar sizi daha ağır eleştirmeden önce kendinizi bir eleştirin. İnsanlarla daha sağlıklı iletişim kurmayı daha doğal hareketlerle iletişime geçmeyi bir deneyin.

Emin olun bu tavırlarınız sizi toplum tarafından üst sıralarda tutmaya yetecektir. Anlayışsız, düşünmeden hareket eden kişilerden sıyrılmak için özeleştirinizi yapmayı deneyin. Sevginizi ve kendinizi korumayı becerebilmek adına özveri ve güven duyabileceğiniz yeni günler adına kendinizi bir sınayın ve gerçekleri görün.

Hiç düşündünüz mü?

Bir gece yatağınıza son kez yattığınızı düşünün. Bu sizin son yatışınız olsun ve sonunun ölümle biteceğini bilinçaltınıza yerleştirin. Bir daha ailenizi, sevdiğiniz arkadaşlarınızı ve dostlarınızı göremeyeceğinizi bir düşünün.

Aklınıza geleni bilemem ama benim aklıma ilk gelen şey şu oldu; ben onların hepsini çok seviyormuşum.

Onları acaba kaç kez üzdüm?

Onlara karşı fedakarlık yaptım mı?

Acaba onlar sevgimi yeterince gösterebildim mi?

İşte her biri bir gerçek ve acı dolu cümleler.

Fazla üstelemeyeceğim ama son birkaç isteğim daha var.

Gün içerisinde kaç kişiyle tartıştığınızı ve bugüne kadar kaç insanın kalbini kırmış olduğunuzu bir yere not ederek. Bunu ay içerisinde birkaç kez tekrarlamanızı isteyeceğim.

Bunun sonucunda elde edeceğiniz bir gerçeğe şahit olacaksınız. Bir ay boyunca kaç insanla tartışıp kaç insanın kalbini kırıyoruz ilerleyen günlerde göreceğiz.

Zühtü Soylu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder